Âşık Veysel’i 47. ölüm yıldönümünde saygı, sevgi ve rahmetle anıyoruz.
Türk halk müziği ve edebiyatının eşsiz isimlerinden biri olan Âşık Veysel Şatıroğlu, 25 Ekim 1894’te Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyünde dünyaya geldi. Avşar boyunun Şatırlı obasına mensup bir ailenin çocuğu olan Veysel, doğduğu toprakların özünü, insanını ve doğasını eserlerine taşımış bir halk ozanıdır.
Henüz çocukluk yıllarında yakalandığı çiçek hastalığı nedeniyle görme yetisini kaybetti. Yaşamının bu zorlu dönüm noktası, onun ruhunu türkülerle buluşturdu. Babası Ahmet Bey, küçük yaşta yalnızlığa mahkum kalan oğlunu oyalamak için ona bir bağlama hediye etti. Bu bağlama, Veysel’in yalnızca bir enstrümanı değil, aynı zamanda yoldaşı, sesi ve dünyaya açılan kapısı oldu.
Yaşamında Acılar ve Umutlar Yan Yana
Âşık Veysel’in hayatı, acılar ve kayıplarla doluydu. Genç yaşta önce iki kız kardeşini, ardından gözlerini kaybetti. İlk evliliği de hüsranla sonuçlandı; eşi tarafından terk edilen Veysel, iki aylık kız çocuğuna bakmaya çalıştı. Ancak ne yazık ki o da hayatını kaybetti. Oğlunun ardından annesini ve babasını da kaybeden Veysel, bu büyük kayıplar karşısında hayata tutunmak için kendini tamamen sazına ve sözlerine verdi.
1930’larda, şair Ahmet Kutsi Tecer ile tanışması, hayatının dönüm noktalarından biri oldu. Ahmet Kutsi Tecer’in desteğiyle şiirleri ve türküleri geniş kitlelere ulaştı. Halk Şiirleri Bayramı gibi etkinlikler sayesinde tanınırlığı arttı. Daha sonra ikinci eşi Gülizar Hanım’la yaptığı evlilik, hayatına yeni bir düzen getirdi.
Sanatı ve Etkisi
Âşık Veysel, Türk halk ozanlarının önemli bir temsilcisidir. Şiirlerinde yalın bir Türkçe kullanmış, doğayı, toplumsal olayları ve insanın varoluşsal sorunlarını derin bir içtenlikle ele almıştır. “Dostlar Beni Hatırlasın”, “Uzun İnce Bir Yoldayım” gibi eserleri, sadece onun değil, Türk müziğinin de unutulmazları arasında yer aldı.
1940’lı yıllardan itibaren Köy Enstitüleri’nde saz hocalığı yaparak genç nesillere halk müziğini ve kültürünü aktarmaya çalıştı. 1965’te kendisine özel bir kanunla maaş bağlanarak devrin aydınları ve sanatseverleri tarafından onurlandırıldı. 1970’li yıllarda eserleri Selda Bağcan, Hümeyra ve Fikret Kızılok gibi sanatçılar tarafından düzenlenerek yeni nesiller tarafından da tanındı.
Eserleri ve Kitapları
Aşık Veysel’in şiirleri, “Deyişler” (1944), “Sazımdan Sesler” (1950) ve “Dostlar Beni Hatırlasın” (1970) isimli kitaplarda toplandı. Şiirlerinde yaşamın zorluklarını, insan sevgisini, hüzün ve sevinci ustalıkla işledi.
Vefatı ve Ardında Bıraktıkları
21 Mart 1973’te akciğer kanseri nedeniyle hayata gözlerini yuman Aşık Veysel, ardında sadece eserlerini değil, büyük bir kültürel mirası da bıraktı. O günden bu yana her yıl memleketi Şarkışla’da adına şenlikler düzenlenmekte ve onun eşsiz türkülerinin yankısı duyulmaktadır.
Âşık Veysel, “Uzun ince bir yoldayım” dizelerinde belirttiği gibi, bir ömür boyu türkülerle yürüdü. Türk halk müziğinin bu eşsiz ismini rahmetle anarken, onun eserlerinin sonsuza dek bizimle olacağını biliyoruz.
Sivas’ın kültürel hazinesi Âşık Veysel’in aziz hatırasına saygıyla…
AŞIK VEYSEL’İN ESERLERİ
Anlatamam derdimi (5:24)
Arasam seni gül ilen (4:18)
Atatürk’e ağıt (5:26)
Beni hor görme (2:46)
Beş günlük Dünya (3:58)
Bir kökte uzamış (4:55)
Birlik destani (1:42)
Çiçekler (3:05)
Cümle âlem senindir (6:44)
Derdimi dökersem derin dereye (4:51)
Dost çevirmiş yüzünü benden (3:12)
Dost yolunda (4:43)
Dostlar beni hatırlasın (6:02)
Dün gece yar eşiğinde (4:28)
Dünya’ya gelmemde maksat (2:43)
Esti bahar yeli (2:41)
Gel ey âşık (5:35)
Gonca gülün kokusuna (5:24)
Gönül sana nasihatim (6:40)
Gözyaşı armağan (3:32)
Güzelliğin on para etmez (4:31)
Kahpe felek (2:58)
Kara toprak (9:25)
Kızılırmak seni seni (4:58)
Küçük dünyam (5:17)
Murat (5:13)
Ne ötersin dertli dertli (3:05)
Necip (3:16)
Sazım (6:02)
Seherin vaktinde (5:01)
Sekizinci ayın yirmi ikisi (4:43)
Sen varsın (4:01)
Şu geniş Dünya’ya (7:27)
Uzun ince bir yoldayım (2:23)
Yaz gelsin (3:02)
Yıldız (Sivas ellerinde) (3:16)
BENİM SADIK YARİM KARA TOPRAKTIR
Dost dost diye nicelerine sarıldım
Benim sadık yârim kara topraktır
Beyhude dolandım boşa yoruldum
Benim sadık yârim kara topraktır
Nice güzellere bağlandım kaldım
Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum
Her türlü isteğim topraktan aldım
Benim sadık yârim kara topraktır
Koyun verdi kuzu verdi süt verdi
Yemek verdi ekmek verdi et verdi
Kazma ile döğmeyince kıt verdi
Benim sadık yârim kara topraktır
Ademden bu deme neslim getirdi
Bana türlü türlü meyva yetirdi
Her gün beni tepesinde götürdü
Benim sadık yârim kara topraktır
Karnın yardım kazmayınan belinen
Yüzün yırttim tırnağınan elinen
Yine beni karşıladı gülünen
Benim sadık yârim kara topraktır
İşkence yaptıkça bana gülerdi
Bunda yalan yoktur herkes de gördü
Bir çekirdek verdim dört bostan verdi
Benim sadık yârim kara topraktır
Havaya bakarsam hava alırım
Toprağa bakarsam dua alırım
Topraktan ayrılsam nerde kalırım
Benim sadık yârim kara topraktır
Dileğin var ise Allah’tan
Almak için uzak gitme topraktan
Comertlik toprağa verilmiş Hak’tan
Benim sadık yârim kara topraktır
Hakikat ararsan açık bir nokta
Allah kula yakın kul Allaha
Hak’kın hazinesi gizli toprakta
Benim sadık yârim kara topraktır
Bütün kusurlarım toprak gizliyor
Merhem çalıp yaralarım düzlüyor
Kolun açmış yollarımı gözlüyor
Benim sadık yârim kara topraktır
Herkim olursa bu sırra mazhar
Dünyaya bırakır ölmez bir eser
Gün gelir Veysel’i bağrına basar
Benim sadık yârim kara topraktır
UZUN İNCE BİR YOLDAYIM
Uzun ince bir yoldayım
Gidiyorum gündüz gece
Bilmiyorum ne haldeyim
Gidiyorum gündüz gece
Dünyaya geldiğim anda
Yürüdüm aynı zamanda
İki kapılı bir handa
Gidiyorum gündüz gece
Kırkdokuz yıl bu yollarda
Ovalarda dağlarda çöllerde
Düşmüşüm gurbet ellerde
Gidiyorum gündüz gece
Şaşar Veysel iş bu hale
Kah ağlaya kah güle
Yetişmek için MENZİLE
Gidiyorum gündüz gece
yorumlar